27 Aralık 2012 Perşembe

Minik Kitapseverler Için

Ağaç yaşken eğilirmiş.  Eğer ufak yaşlarda okuma alışkanlığı edinilirse bu alışkanlık ömür boyu devam ediyor. Aynı zamanda çocuklar ebeveynlerinin aynası gibi onları taklit etmeye bayılırlar. Eğer çocuklarınız sizleri kitap okurken görürrse, kitap okuma alışkanlığını elde etmesi çok daha kolaylaşacaktır.

Bu bölümde minik kitapseverler icin önerilerimiz olacak.

Cumhuriyetimizin kurucusu Atatürk'ü çocuklarımıza farkli bir açodan tanıtabilmek için onun hakkında anılardan   derlenmiş, 2 kitaptan oluşan  ve Süleyman Bulut tarafindan kaleme alınan "Büyük Atatürk'ten Küçük Öyküler " i okunması gereken bir kitap.

Kitap, Can Çocuk tarafından yayınlanmış.


             

Sizlerle Kitapta cok hosuma giden bir kac oykuyu paylasmak istiyorum;

Ataturk'un Sevdigi Ati

                                         

Yil 1913.. Balkan Savasi devam ediyordu. Savas yaralarini sarmak icin, Canakkale yakinlarinda bir saglik teskilati kuruldu. Hemen yanina da hayvanlar icin ayri bir kogus yapildi. 
Bir gun, o kogusa, cok guzel, genc bir at getirildi.

Kurmay Baskanligi, ata iyi bakilmasi konusunda ozel bir not da gondermisti, ama at, caresiz bir hastaliga, ruama yakalanmisti. 

Durum atin sahibi Mustafa Kemal'e bildirildi.

Haberi alan Mustafa kemal kosup gedi. Atini son bir kere gormek istiyordu. 

Saglik teskilatinin komutani Yuzbasi Hilmi Bey, Mustafa Kemal'i atin bulundugu cadira goturdu. 
Hastaligin tehlikesinden dolayi, diger atlardan ayri bir cadira konulan at, sahibini gorunce sevindi, canlandi. Getirildigi gunden beri, onune  egik duran basi havaya kalkti. Dusuk kulaklari, yukari dikildi.

Mustafa Kemal, oksamak icin atina yaklasinca, Yuzbasi Hilmi bey uyardi:
" Binbasim hastalik cok tehlikeli."

Bir an duran Mustafa Kemal , bakislarini atinda ayirmadan Hilmi Bey' e sordu:
"Peki eldivenle oksayabilir miyim?"

"Evet.. Eldivenlerinizi sonra antiseptige koyariz, butun mikroplar olur."

Binbasi Mustafa Kemal, eldivenlerini giydi. Yaklasip atini sevdi, oksadi.

Atin yanindan ayrildiginda gozleri islakti. 

Eldivenlerini cikarip antiseptige konulmasi icin uzatti..

Aradan bir sure gecince, Mustafa Kemal,

"Artik mikroplar kalmadi degil mi?" diye sordu.

"Kalmadi Binbasim"

"O halde onlari bana veriniz," dedi Mustafa Kemal. Sesi titriyordu. "Atimdan kalan son hatirayi saklamak istiyorum."

Islak eldivenleri aldi, nemli gozlerle oradan ayrildi.

Anlatan; Prof. Nevzad Tuzdilin

Iki Yarari Var

                                           



Ataturk'un sofra meclisleri, esas olarak tartisma, guncel sorunlari degerlendirme toplantilaridir.
O gece hangi konu tartisilacaksa, konuklar ona gore cagrilmaktadir.

Ataturk'un israrla israrla uyguladigi bu yontemi anlamakta gucluk ceken yakinlarindan biri,
"Ayri ayri herkesin dusuncesini almak icin zahmete girmenizin nedir? Size ne gibi yarari vardir?" diye sorar.

Ataturk,
"Iki yarari var" der. " Bir; dusuncesini aldigim kisiler benim gibi dusunuyorlarsa, dusundugum seyler daha cok guclenir. Iki: benim gibi dusunmuyorlarsa, bu da iyi, benim dusundugumden farkli neler dusunulebilecegini ogrenmis olurum.. Dedigim gibi iki kere yararli."

Celal Bayar, Ataturkten Hatiralar.







1 yorum:

Unknown dedi ki...

Önerileriniz için cok tesekkurler.İlk fırsatta bu kitapları alacağım.Çalışmalarınızda başarılar diliyorum.