18 Şubat 2014 Salı

Vatanı Sattık Bir Pula






Edepsizlikte tekleriz
Kimi görsek etekleriz
Hak'tan da yardım bekleriz
***
Geldik vatan kavgasına
Düştük rütbe yağmasına
Daldık dünya safasına
Ne utanmaz köpekleriz.
***
İnsan mı neyiz seçilmez
Bir zehirdir ki içilmez
Tavrımızdan da geçilmez
Ne utanmaz köpekleriz.
***
Biz bakmadan sağ ü sola
Düşman girdi İstanbul'a
Vatanı sattık bir pula
Ne utanmaz köpekleriz.
***
Dalkavuklukla irtikâb (yiyicilik)
İşte etti bizi harab
Sen söyle ey Şevketmeab
Ne utanmaz köpekleriz.
***
Vatanın girdik kanına
Leke getirdik şanına
Cümlemizin bok canına
Ne utanmaz köpekleriz.
***
Şubat ayı toplantısı için Fatma hanım'ın Dragos taki evindeyiz. Bahçesindeki  baharın ilk müjdecisi mimozalar açmışlar, bize merhaba diyorlar.Mimozalar çok narin çiçekler, hatta halk dilinde küstüm çiçeği denir. Çiçek dilinde ise alıngan olarak adlandırılırlar.İçinde bulunduğumuz  sıkıntılı döneme pek de alınganlık yapmayıp, inadına  içimize sevinç doldurmayı başarıyor.
Bu döneme bu kadar uyan bir kitap seçmemize biz bile şaşırdık. Hıfzı Topuz'un büyük vatan şairi Namık Kemal'i anlattığı Vatanı Sattık Bir Pula son yılların bir özeti sanki. Hıfzı Topuz 1923 Cumhuriyet ile aynı yıl , 1923 de doğmuş. Araştırmacı, gazeteci, iyi bir anlatımcı.Bu kitap onun kulübümüzde okuduğumuz ikinci eseri. İlki Tevfik Fikret'i anlattığı '' Elbet Sabah Olacaktır ''idi. Dolayısıyla onun anlatım uslubuna aşinayız.
Edebi özelliği olmasa da genel bilgi edinmemiz açısından faydalı bir eser oldu. Zaten Hıfzı Topuz 'un akademik ve gazeteci kişiliği ile bir belgesel roman yazmış bizlere.

Namık Kemal'in çocukluğundan vefatına kadar giden bir roman bu. Onun Genç Osmanlılara katılmasından, Fransa daki sürgününe, Abdülhamit döneminde sarayla kurduğu ilişkilerden, Gelibolu Mutasarraflığından Midilli, Magosa  adası sürgününe, evliliğinden ve aile yaşamından, yazdığı eserlere kadar geniş bir yelpazede Namık Kemal'i tüm yönleri ile tarafsızca tanıyabildik.
                                                      Namık Kemal


Kitaptan;
Mithat Paşa'nın sadrazamlığı topu topu seksen gün sürdü. Bütün düşmanları ona karşı birleşmiş gibiydi. Çünkü Mithat Paşa önceki dönemlerde yapılmış yolsuzlukların üzerine gidiyordu. Banker Köçeoğlu Agop aracılığı ile Avrupa'dan on milyon borç alınmıştı. Oysa devletin milyonlarca lira açığı vardı. Mithat Paşa alınnan borçların nerelere gittiğini araştırınca kıyamet koptu. Zaten her zaman yolsuzlukların üzerine gitmek çok sakıncalıdır. Çoğu zaman bu işlere girişenler görevden alınır, zindanları boylarlar. Bütün ülkelerde yolsuzluklarla savaşanların başına türlü belalar gelmiş ama tarih onları bir kahraman olarak sayfalarına geçirmişti.

13 Eylül 1870 tarihli Hürriyet'in 64. sayısında Ziya bey hiç korkmadan şunları yazmıştı;
''Cumhuriyette padişah, imparator, sadrazam falan yoktur. Ülkenin padişahı da, kralı da, imparatoru da hep halktır. Halk kendi çıkarlarını düşünen bir kaç kişinin kölesi değildir. Herkes hak ve özgürlüklere sahiptir. Halk zorla askere alınmaz, kışlalarda çürütülmez. Ülke tehlikeye düşerse halk silaha sarılır.Cumhuriyet rejiminde millet meclisi vardır, üyelerini halk seçer, yasaları meclis hazırlar. Mahkemeler özgürdür, bağımsızdır. Onlara ne meclis karışır, ne de başkan. Ülke yöneticiler dedelerinden ve babalarından miras kalmış değildir. Diktatörlük rejimlerinde iş başındakiler istediklerinş cennete yollarlar, istemediklerini cehenneme. O rejimlerde gazeteler iş başındakiere dalkavukluk ederek yaşamlarını sürdürürler, iktidardakileri öve öve göklere çıkarırlar. Bütün kötülükleri iyilik olarak gösterirler. Kolay para kazanmanı yolu da budur.''

Namık Kemal Fransız Alman savaşı ile ilgili Ali Paşa'ya verdiği raporda özgürlük için şöyle diyordu;
''Özgürlük bir kimsenin başkasına zararlı olmamak şartı ile dilediğini yapmasına denir. Hükümet bazı aşırı görüşlü kimselerin sandığı gibi halktan ayrı ve halktan üstün bir varlık olarak kabul edilse bile onun millet üzerinde vasilik yapması kabul edilemez.''

Namık Kemal dönemin en büyük vatan şairi idi. İlk Vatan Mersiyesinde vatan aşkını böyle anlatmış,

Vatanı ateşe bizler yaktık.
Yandı da seyrine bizler baktık
Fahr edip(övünerek) bir de nişanlar yaktık
Çalışıp benzemeye şeytane
Vatanı düşmana teslim ettik.
Göz göre milleti tesmim ettik (zehirledik)
Sanki her vacibi (gerekeni) tetmim ettik
Çekelim nir nzar-ı im'ane
Bu mudur layık olan imane






Hiç yorum yok: